15 Mayıs 2012 Salı

Bir gün bir yerlerde iki insan aşkla kenetlendi:)

Can dostum var benim. Güller diyarında Isparta'da. Candır, canımdır. Canımın aşık olduğu bir adam var. Dünyalar tatlısı. Onun da birlikte büyüdüğü komşusu dostu kankası var. Neo.

Günlerden birgün can dostum diyor ki; Neo diye biri var canım. Tanışsanız çok tatlı biri. Kızıyorum can dosta. İstemiyorum kimseyi diyorum, defalarca söyleniyor her seferinde kestirip atıyorum.

Zaman geçip ben karmakarışık dünyamı sadede çekmeye çalışırken hiç düşünmüyorum aşkı meşki.

Çok hastalanıyorum şubatta. Sesim öyle kötü ki. Travesti gibi:) Evde yalnızlığım ve ben yalan dünya izlemeye çalışıyorum. Ama konsantre olamıyorum. Bilgisayar da açık. Face de Isparta'da bi kafede etiketleniyorum. Neo, can dost, kanka ve ben. Sonra beni arıyor Can dost. Moralimin bozukluğunu biliyor müzik dinletiyor bana. Şarkı istiyorlar benim için. İçten içe bu etiket olayına bozuluyorum. Emri vaki gibi diye. Ama can dostun sesi ne zaman yüzümü güldürmedi ki:)

Derken telefonum çalıyor tanımadığım bi numara efendim diyorum sertçe. "Merhaba ben Neo, can dostun gitti de istediğin şarkıyı ben dinleteyim dedim" diyor. "Hıh" diyorum içimden arkadan Canan'ın sesi geliyor. "Ne kadar da ısrarcı bi tip" "Ama sesi ne kadar karizmatik:)"içimden bunlar geçiyor şarkıyı duymuyorum bile. Bitince "İyi akşamlar geçmiş olsun" diyor. "İlginç bi tanışma oldu. İyi akşamlar" deyip kapatıyorum. Bi kaç dakika zihnimde dolanıyor sesi ve bırakıyorum boşluğa. Karmaşalarıma geri dönüyorum. Yalnızlığımla bi kahve içiyorum.

Sonra faceden ekliyor beni. Kısaca konuşuyoruz hatta. "Pazara gitmem gerekiyor" deyip çıkıyor. Ben de zaten uzunca bi süre girmiyorum face sohbete.

Can dostumla uzun uzun benden konuşuyorlar sonra ama o hiç bişey söylemiyor.

23 nisan tatilinde Isparta'ya gitmeye karar veriyorum. Onu planlıyoruz. Hayatım dibe vurmuş, kendime sarılmışım sıkı sıkı, her adımım içtiğim su dua olmuş, hayatımın en zor günlerini en düşünceli zamanlarını yaşıyorum.

7 Nisan akşamı Can dost face de masa kuruyor, okey oynayalım diye ısrar ediyor, netimde sıkıntı var sürekli düşüyorum, sinirlerim bozuluyor çıkıyorum. Neo ya sohbetten yazıyorum. Ben çıkıyorum diye. O da "23 Nisan'da Bolu yolumun üzeri seni de alsam" diyor. Kastamonu'da çalışıyor da. "Isparta'ya birlikte gidelim?" düşünüyorum. Derken konuşalım bu konuyu diye arıyor beni.

O gece 12'den 8'e kadar 8 saat hiç durmadan konuşuyoruz. Öyle güzel ki muhabbeti... Saatler geçiyor. Güneş üzerimize doğuyor. Ve güneş doğarken. Ben seninle evlenmek istiyorum. Senin her fotoğrafını inceledim. Can dostunla saatlerce seni konuştuk, senin gönlünü sevdim. Senin de beni seveceğine inanıyorum diyor.

Gülüp geçemiyorum. Sadece gülüyorum. Camımın önünde doğan güneşe bomboş sokağa bakıyorum. 1 gün bile önümü göremiyorum. 8 nisan sabahı hayatıma giriyor. Kalbimdeki hüznü kederi herşeyi siliyor. Sadece kendisiyle mutlulukla aşkla dolduruyor.

Sanki benim hayatım değil, kendime bile inanamıyorum.

Ama huzurla aşkla mutlulukla doluyum.

Çok uzun hikaye. Arayı fazla uzatmayacağım. Sonrasını da yazacağım. Umarım artık hep güzel şeyler anlatacağım. Bu sadece giriş:))

2 yorum:

Cem Akkılıç dedi ki...

Mutluluklar dilerim.

Yok dedi ki...

Ahah başı varmış buldum ama ben anlamam daha anlaşılır yaz en baştan yazı dizisi gibi^^