6 Eylül 2013 Cuma

Ev Halleri

İnsan herşeye alışıyor. Yalnızlığa da. Yeni okuluma da böyle alışırım umarım. Sabah kalkıp diyet kalvaltımı yapıyorum. Müge Anlı'yı seyre başlıyorum. Platese 2 gündür devam. 63.3 olarak gösteriyor tartılar beni. Evlilik 6 kiloyla geldi bana:) Versem kilolarımı güzel güzel:) Akşama eski okulumun veda yemeği var. 1 yılda bile alışmıştım. Öğrencilerini hiç sevemediğim okulun öğretmenlerini sevmiştim. İlköğretim ortamını da.
Tembelim. Tatilden geldiğimden beri evimi toparlayamadım. Darmadağınık. Hemen eski düzenimi kurmam lazım.

Dün gece bağırarak ve ağlayarak uyandım. Çok kötü bi kabus gördüm büyülü falan. Eşim zor sakinleştirdi. Bir yandan o bir yandan ben nas felak okuyarak zor uyudum.
Bugün Cuma, maneviyat kokan birgün. Hepimize hayırlar getirsin.

3 Eylül 2013 Salı

Anne Özlemi

İnsan herşeyi özler. Gençliğini, arkadaşlarını, sevdiği bir mekanı, mevsimleri. Ama anne özlemi bambaşkadır.
17 yaşımda üniversiteyi kazanıp evden ayrıldığım günden beri tam 10 yıl oldu. Evlenmeden önce her yaz tatili baba evimde olup özlemimi gideriyormuşum meğer. Bu yıl bu tatil 18 güne düşünce bocaladım.

Aynı şehirde yaşasak, gidip bi kahvesini içsem, saçlarımı örse, sevgisi ellerinden saçlarıma onlardan da tüm vücuduma yayılsa. Öyle çok isterdim ki.

Her gün dakikalarca konuşsak da, annemin bi bakışı çok başka. O da aynı şekilde belki de daha güçlü beni özlüyordur değil mi?

Pek bir duygusalım bu aralar. Teselli olmamı sağlayacak veya bana mantıklı bakış açıları önerecek veya kendi özlemini paylaşacak olan var mı?

7 Nisan 2013 Pazar

Film izlemek hiç böyle güzel olmamıştı

Mutluluğum içime sığmıyor.
Aşkı koklamaya doyamıyorum.
Ama o mutluluğun panik hali sarıyor bazen.
O kadar huzursuz yıllar geçirmişim ki paniğe kapılıyorum acaba bişey mi olacak diye?
Film izleyemezdim ben.
Çok yalnız hissederdim izlerken.
Şimdiyse öyle keyifli ki.
Onu karşıma çıkaran, kısmetime yazan rabbime şükürler olsun.
Onunla herşey daha keyifli.
En güzeli de hiç görmediğiniz açılardan bakarak yorumlar yapması:)
Zeki kocam, bal kocam...
Çok seviyorum onu.

Özlemmm

Zaman değişken bir kavram 1 saat hep aynı uzunlukta değil. Hızla geçen hafta sonlarımın bu sefer 2 ay gibi geçmesi gibi. Eşim eğitim için Antalya'ya gitti. Öyle zor geldi ki onsuz olmak. En çok da yemek yerken hissettim yokluğunu. İştahım hiç yok. Yemeklerin tadı bile değişiyor o olmayınca. Yoksunluk hissediyorum. Çok bunaldım.
Bütün evi temizledim sıkıntıdan. Huzursuz uyudum. Facede takıldım. Oyun oynadım. Kitap okudum. Geçmedi. Özledim. Allah daimi ayrılık vermesin. Ayrılıklarla sınav etmesin. Eş çok başka bişey.
İki bedende tek olmak gibi. Birlikte tamam olmak gibi. Allah yarım bırakmasın.

7 Mart 2013 Perşembe

Küçük Şeylerde Mutluluk

Bu sabah sevgilinin çantama koyduğu Albeni beni inanılmaz mutlu etti.
Sırıtmam uzun süre geçmedi.
malum günüm ve bu ay deli gibi çikolata istiyorum.
Küçük şeyler mutlu ediyor beni.
Veya şöyle desem daha doğru başkalarına küçük bana kocaman gelen şeyler.

Zeytinyağlı bakla yaptım bugün ilk defa hayatımda.
Anneme sorarken kulak misafiri olan komşumuz bir kez daha verdi tarifi.
Ne sıcak kanlı milletiz yahu!
Sonuç İyi ama çok iyi değil biraz daha fazla su koymalıymışım:)
Yine de afiyetle yedi eşim:)


İşte böyle akıp gidiyor günler.
Okul, Albeni, Bakla, Zengin kız fakir oğlan...

3 Mart 2013 Pazar

Ev Hanımlığı Zor İş

Evlilik bir genç kızın hayallerinin son noktası. Kız çocuklarının oyunlarının bile ana konusu ev hanımı olmak evcilik. Tabi çamurdan rastgele yapraklara sarmalar, kumlardan çiçek yapraklarıyla süslenmiş pastalar yapmak kolaydı.
Ama günümüzde hem iş hayatı hem ev hanımlığı eş güdümlü devam etmek zorunda. Ben de mesleğimin 5. yılında evliliğimin 6. ayında çiçeği burnunda bir gelin olarak epey zorlanıyorum bu uyumu yakalamakta.
İnternet epey işime yarıyor tabi. Yemek tarifleri, çekmece düzenleme yöntemleri, pratik bilgiler... İşimi kolaylaştıracak herşeyi alıp kullanıyorum.

Mükemmel öğretmen, mükemmel ev hanımı, mükemmel eş üçünü bir arada olmak istiyorum, başaramıyorum ve yoruluyorum. Bir de anne olmak var tabi onu da ekleyince gözüm korkuyor. Tüm bunların birleşimi yoğun stresli bi hayat.
Hem spor yapmak, hem bakımlı olmak, hem güzel yemekler yapmak istiyorum. Aynı zamanda pırıl pırıl bir ev, zamanında yıkanmış ütülenmiş çamaşırlarım olsun. Sosyal hayatım da olsun. Gezip tozayıp, film izleyeyim.
Çok şey mi istiyorum?
Sizler nasıl yetişiyorsunuz? veya yetişmek mümkün mü?
Pratik önerileriniz var mı?

24 Aralık 2012 Pazartesi

Yarın sizdeyiz projesi,köy ziyareti.

Ben bir köy öğretmeniyim.
Tezek kokan çocuklarım var. Ayakkabıları çamurlu. Üstleri başları çamurlu.
Ama yürekleri tertemiz. Gözleri ışıl ışıl.

İlk atandığımda bu okula zor gelmişti o kokuda ders anlatmak, suları sabunları da mı yok demiştim.
Şimdi 2 haftadır. "Yarın Sizdeyiz" diye bir proje kapsamında çocuklarımızın evlerini ziyaret ediyoruz.

Pantolonunun paçaları ve ayakkabıları hep çamur olan Süleyman'a sordum. "Oğlum çok mu yaramazsın sen?"
"Öğretmenim çok yürüyoruz biz" diye cevap verdi Süleyman. "Niye oğlum sizi servis almıyor mu?" dedim. Meğer evleri bir dağ köyündeymiş servis çıkamıyormuş. Bir saat yürüyerek dağı aşıp servise  geliyorlarmış. O ve 3 arkadaşı.


Bugün gittiğimiz evde de yasemin isimli bir öğrencim var. dünyalar tatlısı,temiz pak bir kızım. Evine gittik. Evlerinin önü çamur içinde ama onun ayakkabıları hep temizdir. Yüreği temiz kızım. Bir odaya girdik. Soba yanıyor ama ısıtmıyor. Evde 3 kuşak, babaanne,dede, anne, şehirde çalışan bir baba, yasemin bir de kayırılan erkek kardeşi. Ev tahta. Evin altı ahır. Öyle soğuk esiyor ki tabandan. ayaklarını basmak ne kelime yere yakın bile tutamıyorsun. O kadar güzel bir yüreği, o kadar keskin bir zekası ve inanılmaz bir gayreti var.

Ahhhh kaç yasemin 17 yaşına gelmeden gelin ediliyor kimbilir? İçim öyle üzüldü ki. Keşke okuyabilse yasemin öğretmen, yasemin hemşire belkide yasemin doktor olabilse. Ama öyle zor ki! Kız kısmı okuyupta ne olacak diyormuş komşuları. Şehirde kızlar makyaj yapıp süslenip püsleniyorlarmış öyle diyormuş komşuları. Dede okutmak istediğini söylüyor. Ama isteği ve imkanları öyle tezat ki. Bir çok çocuk özel derslerle sıcacık çalışma odalarıyla bu yarışa katılırken, yasemin tek bir odadan çalışıyor geleceği için.

Köylü hani milletin efendisiydi. Niye o zaman köy evlerinde yaseminler ziyan oluyor. Niye herkes gözünü kapayıp kulağını tıkıyor.